Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, "Tarihten Günümüze Filistin ve Kudüs" temasıyla gerçekleşen VIII. Uluslararası Şeyh Şa‘bân-ı Veli Sempozyumu kapsamında "Kudüs Özel Oturumu"na ev sahipliği yaptı. Etkinlik özel oturumu, 16 Mayıs 2025 tarihinde Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda yapıldı.
Etkinliğe Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Rektör Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Atalan, Prof. Dr. Ömer Küçük, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, akademik, idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci ve davetli katıldı. Oturum öncesinde Gazze’de ve Filistin'de yaşanan dramı anlatan bir video gösterimi gerçekleşti.
Özel oturumun başkanlığını Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Safa Üstün yaptı. Prof. Dr. Üstün, Kudüs, tarih boyunca farklı medeniyetlerin kalbi olduğunu, dinlerin ve kültürlerin buluştuğu kutsal bir şehir olduğunu dile getirerek, “Bu anlamlı oturumun düzenlenmesinde emeği geçen tüm akademisyenlere ve katılımcılara teşekkür ederim. Kudüs'ü bilimsel bir bakış açısıyla ele alacak değerli konuşmacılarımıza şimdiden şükranlarımı sunuyorum. Bu toplantının yeni perspektifler kazandırmasını temenni ediyorum “diyerek konuşmasını tamamladı.
Doç. Dr. Alaattin Dolu: “Mülksüzleştirme Politikaları Kudüs’ün Tarihi Yapısını Derinden Etkiliyor”
Programın açılış konuşmasının ardından ilk sözü alan Kastamonu Üniversitesi’nden Doç. Dr. Alaattin Dolu “Filistin'de Mülksüzleştirme Politikaları ve Kudüs Vakıfları” başlıklı sunumunu paylaştı. Doç. Dr. Dolu, 1947 sonrası İsrail’in Filistin üzerindeki politikalarında mülksüzleştirmenin merkezi bir rol oynadığını belirtti.
Doç. Dr. Dolu, 1917’den günümüze kadar uygulanan mülksüzleştirme yöntemlerini tarihsel bir çerçevede katılımcılara aktardı. Bu politikaların, Kudüs’ün tarihi ve kültürel dokusunu doğrudan etkilediğine dikkat çekerek, özellikle son yüzyıldaki mülkiyet değişimlerinin vakıf mülklerinin statüsünü ciddi ölçüde değiştirdiğini vurguladı.
1948 sonrası İsrail yönetiminin vakıf mülklerine yönelik el koyma uygulamalarını hızlandırdığını belirten Doç. Dr. Dolu, bazı İsrail kurumlarının Filistinli mülk sahiplerinin haklarını önemli ölçüde kısıtladığını ifade etti. Kudüs’teki Müslüman vakıfların, İsrail yasaları çerçevesinde yeniden düzenlenerek bir kısmının devlete devredildiğini ya da özel mülkiyete dönüştürüldüğünü söyledi. Doç. Dr. Dolu, bu vakıfların Kudüs’teki Müslüman varlığının tescili açısından büyük önem taşıdığını, bu varlığın korunmasına yönelik dünyada birçok çalışma yürütüldüğünü de sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Alaattin Dolu’nun sunumunun ardından, kürsüye Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Hamza Yavuz çıktı. Yavuz, “Kudüs’te Bir Büyükelçilik, Diasporada Bir Yarılma: Amerikan Yahudilerinin Trump’ın Büyükelçilik Kararına ve Kudüs’ün Geleceğine Bakışları” başlıklı sunumunda, ABD’nin Kudüs politikasının uluslararası ve toplumsal etkilerini değerlendirdi.
Dr. Öğr. Üyesi Hamza Yavuz: “Trump’ın Kudüs Kararı, Amerikan Yahudileri Arasında Bölünmeye Yol Açtı”
Dr. Öğr. Üyesi Yavuz, 2018 yılında dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD Büyükelçiliği’ni Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararının uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdığını söyledi. Bu kararın sadece küresel diplomatik dengeleri değil, aynı zamanda Amerikan Yahudi toplumu başta olmak üzere dünya genelindeki Yahudi diasporasını da derinden etkilediğini vurguladı.
Kararın, Kudüs’ü resmen İsrail’in başkenti olarak tanıması nedeniyle Amerika’daki Yahudi toplumu içinde ciddi görüş ayrılıklarına neden olduğunu belirten Yavuz, bu adımın topluluklarda bölünmelere yol açtığını ifade etti. Bazı grupların bu kararı İsrail’in egemenlik haklarının tanınması olarak olumlu karşıladığını, diğer kesimlerin ise bölgede barış umutlarını zedelediği gerekçesiyle karşı çıktığını aktardı.
Dr. Öğr. Üyesi Yavuz, Amerikan Yahudi toplumunun genel olarak merkez, sol, sağ ve sol uç olmak üzere çeşitli gruplara ayrıldığını ve bu grupların dış politikadaki gelişmelere farklı tepkiler verdiğini de sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Cengiz Tomar: “Kudüs Çalışmaları Daha Fazla Derinleşmeli”
Dr. Öğr. Üyesi Yavuz’un ardından kürsüye çıkan İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi’nden (IRCICA) Prof. Dr. Cengiz Tomar, “Kudüs Çalışmalarının Geleceği” başlıklı sunumunu dinleyicilerle paylaştı.
Konuşmasında Kudüs’ün hem dini hem de siyasi açıdan büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tomar, bu nedenle şehrin akademik çalışmalar açısından da sürekli bir odak noktası haline geldiğini belirtti. Günümüz koşullarında Kudüs üzerine yapılan araştırmaların daha fazla derinleşmesi ve güncellenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Tomar, Kudüs çalışmalarına Türkiye’den, İslam dünyasından ve küresel ölçekte birçok ülkeden katkılar sağlandığını dile getirerek, bu çalışmaların bir araya getirilmesi amacıyla bir portal oluşturulduğunu açıkladı. Bu portalın, Avrupa’dan Amerika’ya, Arap dünyasından İslam coğrafyasına kadar geniş bir kitleye ulaşmayı hedeflediğini ve Kudüs-Filistin bilincini güçlendirecek bir arşiv niteliğinde olacağını ifade etti.
Sempozyum Genel Değerlendirme Oturumu Gerçekleşti
Kudüs Özel Oturumu'nun ardından VIII. Uluslararası Şeyh Şa‘bân-ı Veli Sempozyumu'nun genel değerlendirme oturumu gerçekleşti.
Toplantıya, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Safa Üstün, Üniversitemiz İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Metin Yurdagür, IRCICA’dan Prof. Dr. Cengiz Tomar, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nuh Arslantaş, Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Melih Uçar, Üniversitemiz İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. İhab Sa’id İbrahim katıldı.
Oturuma başkanlık eden Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Atalan, sempozyumun başarılı bir şekilde tamamlanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, katılımcılara ve düzenleme kuruluna teşekkür etti.
Genel değerlendirme oturumunda söz alan Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Nadir Özdemir, sempozyuma 25’i yurt dışından olmak üzere toplam 176 bildirinin sunulduğunu belirtti. Etkinliğin bilimsel katkılarına dikkat çeken Prof. Dr. Özdemir, gelecekteki akademik çalışmalara yönelik önerilere de değinerek, sempozyuma katkı sunan akademik ve idari personel ile dış paydaşlara teşekkürlerini iletti.
Aynı oturumda söz alan Üniversitemiz öğretim üyesi Prof. Dr. Metin Yurdagür ise, sempozyuma katılım sağlayan akademisyenlere ve öğrencilere teşekkür ederek, konuşmasını Kastamonulu mutasavvıf Şeyh Şa‘bân-ı Veli’yi yâd ederek tamamladı.
Prof. Dr. Metin Yurdagür’ün konuşmasının ardından söz alan Üniversitemiz öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Ihab Said İbrahim İbrahim, sempozyumun temel amacının Filistin meselesine yönelik bir farkındalık oluşturmak olduğunu vurguladı. Konuşmasında, bilimsel platformların bu tür insani konulara dikkat çekmesi gerektiğini belirtti.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Safa Üstün, konuşmasına, düzenlenen organizasyon dolayısıyla Kastamonu Üniversitesi akademisyenlerine ve öğrencilere teşekkür ederek başladı. Konuşmasında Batı’nın Filistin meselesine bakış açısını değerlendiren Prof. Dr. Üstün, Batı dünyasının İsrail’e neden destek verdiğine ilişkin görüşlerini katılımcılarla paylaştı.
IRCICA’dan katılan Prof. Dr. Cengiz Tomar, bu sempozyumun önemli bir duruş ortaya koyduğunu vurgulayarak, bu duruşun görünür ve sürdürülebilir hale getirilmesinin önemine dikkat çekti. Yapılan çalışmaların etkisinin daha açık biçimde ortaya konulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tomar, akademik etkisi yüksek, nitelikli ve uzun soluklu bilimsel üretimlerin gerekliliğine işaret etti.
Oturumda söz alan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nuh Arslantaş ise, sempozyumun yoğun ve verimli bir program eşliğinde gerçekleştiğini ifade etti. Konuşmasında, İsrail’in önümüzdeki yıllarda Filistin toprakları üzerinde daha geniş kapsamlı planlarını hayata geçirme çabasında olduğunu belirtti. İsrail toplumunun ve siyasal yapısının giderek daha sert ve radikal tutumlar benimsediğine dikkat çeken Prof. Dr. Arslantaş, bu durumun Filistin halkı üzerindeki baskıyı artırabileceğini dile getirdi.
Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Melih Uçar, etkinlikte genç araştırmacıların yoğun katılım göstermesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Konuşmasında Filistin’in yalnızca fiziksel değil, ekonomik ve sosyal alanlarda da çok yönlü bir kuşatma altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Uçar, bu baskının günlük hayatı da derinden etkilediğini ifade etti. Ayrıca Filistin’e yönelik bir sözlük çalışması yürüttüğünü belirten Prof. Dr. Uçar, kullanılan dilin dahi işgal altında olduğuna dikkat çekti.
Genel değerlendirme oturumunun ardından, katılımcılar sempozyumun, akademik alanda önemli bir boşluğu doldurduğunu ve özellikle Kudüs merkezli çalışmalara yeni perspektifler kazandırdığını ifade etti. Program, düzenlenen akşam yemeği ile sona erdi.
Etkinliğin başarıyla tamamlanması, akademik camiada büyük memnuniyetle karşılanırken, katılımcılar sempozyumun gelecek yıllarda da sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.